Şeylerin Ailesi | Family Of Things
Derya Yıldız, Seray Özdemir-Studio Domestic Fiction, Ulufer Çelik, Yağmur Uyanık
Şeylerin Ailesi
Family of Things
18.12.2020 – 30.01.2021
are, Şeylerin Ailesi sergisine 18 Aralık – 30 Ocak tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor.
Şeylerin Ailesi, geçmişte bir dönemi paylaşan ve o dönemde birlikte büyüyen ve değişen dört sanatçının işlerinden oluşuyor. Sergideki eserler, geçmişte olmuş ve şimdiye tercüme edilmiş şeyler aracılığıyla olgusal ve döngüsel ilişkiler oluşturuyor. Süreç, ilerleme ve oluş kavramlarında yankılanan zamanın eklemlenmesini somutlaştırıyor. Bir bakıma, tüm işler geçmişten köklenen ama ilgi, hafıza, kültür ve üretim gibi zamansal kavramlarla günümüze taşınan ve canlı ve cansız varlıklar arasındaki ilişkinin ürettiği bir dünya inşa ediyor.
Zaman ne gösterir ve zamanla neyi görebiliriz? Şu anda açığa çıkanın ötesini görmek, geçmişe ve geçici olana bakmak mümkün mü? Sergide, yapılı bir peyzaj içerisindeki doğal
ve dijital manzarayı arayan, görünmeyen bir süreç ve sökülebilir enstrümanları görüyoruz. Sürece dair bu söylem, kültürün geleceğe ait bir nesnesi hakkında spekülasyon yapmak için ödünç alınan ve melezleşen tarihi eser kavramı ile büyüyor. Materyale özgü ifadeler, kültürel üretim keşifleriyle devam ediyor: geçmişin gelenek ve üretim biçimleri, belki de hiçbir amaca hizmet etmeyen yeni bir form kazanıyor. Daha sonra karşımıza, bir sistemin parçası olan ve anlamlı bir bütün oluşturmak için yeniden düzenlenmeden önce gösterilen işaretler çıkıyor. Bu yeniden düzenleme olmadan, işaretlerin hizmet ettigi bir amaç yok gibi görünüyor. Yine de bu işaretlerin kusurlu bir şekilde tekrarlanmasıyla, izleyici bunların tamamen aynı mı yoksa tümüyle farklı mı olduğunu sorgulamaya ve kolayca anlaşılmayan incelikleri aramaya davet ediliyor.
Bu fark, bu kez bir mahallede, fragmanlar halinde, bir ilişki içinde olan şeylerin simgeleri olarak, sanatçının anılarında yeniden beliriyor. Farklılığın, bu sahnede tasvir edilen ötekilerin paylaştığı tek ortak şey olduğu anlaşılıyor. Peki bu fark ve ötekiliği işaret etmek ve kutlamak için insan olmayan türler ile insanlığın ebedi ötekileri arasındaki dayanışmadan daha iyi ne olabilir? Aslında fark tamamen ortadan kalkarsa, ötekilik kavramının nasıl yok olacağı görülüyor. Daha sonra, önümüze ilgi ve uyku ile ilgili sorular sormak amacıyla tekrar eden bir görüntü ve metin bulutu çıkıyor. Uyku, bu bağlamda günün saatlerini bölerek iş ve eğlence arasında süregelen ayrımın kapitalist üretkenlik anlayışına işaret ettiğini savunuyor. Sergide boş zaman hakkı sorgulanıyor.
Sergi, adını Mary Oliver’ın Yaban Kazları şiirinden ödünç alıyor;
‘‘Kim olduğun, ne kadar yalnız olduğun farketmez,
dünya senin hayal gücüne sunar kendisini,
sana aynı yaban kazları gibi seslenir,
kulakları tırmalarcasına ve heyecanla—
defalarca duyurur sana yerini
şeylerin ailesindeki.’’
Sanatçılar, anıları veya geçmişten anları ziyaret ederek kültür, temsil, ötekilik, bellek ve olgu unsurlarını yeniden inşa etmek için örnekler oluşturuyor. Bir araya gelerek yapı ve belirsizlik, mantık ve içgüdü, görsel ve sözel gibi ikilikler arasındaki karşılaşmayı keşfediyorlar ve nihayetinde bir çatlak, ayrışma, dönüşüm ve yeniden doğuş sürecini benimsiyorlar. Mary Oliver, doğayı anımsatan benliğe ve zamana bakma eğiliminde, bu sergideki işler de öyle, şeylerin ailesinde bir yer bulmak için bir araya geliyorlar.
Family Of Things
Family of Things features works by four artists who shared a period of time in the past, and in that time, a process of growing and changing. Their works form contingent and cyclical relations through things of the past, things that happened once or had been happening then, and things translated to now. The works in the exhibition embody articulations of time, echoed in notions of process, progress and becoming. In a way, all of the works deal with issues rooted in the past yet are surged into the present through temporal concepts such as care, memory, culture and production, and construct a world generated by the relationship between animate and inanimate beings.
What is seen and what can be seen through time? Is it possible to see beyond what is revealed now, and to look at the past and the temporary? In the exhibition, we get a glimpse of an unseen process and demountable instruments, which now contrive a natural and digital view, in a constructed landscape. We see the notion of historical and cultural artifacts that are borrowed from the past and merged into a hybridity to speculate about a future object of culture. The material expressions continue with explorations of cultural production: traditions and ways of making in the past flicker in a new form, perhaps with a purpose of having no purpose. Then there are signs that are part of a system, displayed just a moment before they are rearranged to form a meaningful whole. Without that rearrangement, the signs seem to have no purpose. Yet, through the imperfect repetition of these signs, one dwells in their subtlety, wondering whether the signs are exactly the same, or entirely different.
The difference reappears, this time in a neighborhood, in bits and pieces, as signs of things that were in a relationship then, in the memories of the artist. We excavate to find out that difference is the only common thing shared by the others depicted in this scene. And what marks and celebrates difference and otherness more than the companionship between non-human species, eternal others of the humankind? We are reminded that the notion of otherness would dissolve, if the difference would disappear altogether. Further, we watch a cloud of images and text hover in repetition, parting questions regarding care and sleep. Sleep itself divides the time of the day, maintains that ongoing separation between work and leisure, marks the capitalistic understanding of productivity. In the exhibition, the right to have time to spare is questioned.
The exhibition borrows its title from Mary Oliver’s poem Wild Geese;
‘’Whoever you are, no matter how lonely,
the world offers itself to your imagination,
calls to you like the wild geese, harsh and exciting –
over and over announcing your place
in the family of things.’’
The artists revisit memories or moments in time and extract instances to reconstruct elements of culture, representation, otherness, memory and becoming. They together explore the encounter between structure and ambiguity, reason and instinct, the visual and the verbal—ultimately embracing a strategy of fissure, decay, transformation, and rebirth. As Mary Oliver tends to the caring of the self and passing of time, reminiscent of nature, so do the works in this exhibition, they come together to find a place in the family of things.
Ceren Hamiloğlu